19 Mayıs 2019 Pazar

  ANONİM HALK EDEBİYATI

 • Kimtarafındansöylendiğibilinmeyenhalkınortakmalısayılanürünlerin oluşturduğu edebiyattır.
• Sözlügeleneğedayanır.
• Diliyalın,akıcıbirhalkTürkçesidir.
• Şiirdeheceölçüsükullanılır.Ençok11’liheceölçüsükullanılmıştır.
• Somutvegerçeklerleiçiçebiredebiyattır.
• Anonim halk edebiyatı ürünleri; “Mani, ninni, türkü, destan, tekerleme, bilmece, masal, atasözleri, halk hikâyeleri, karagöz ve orta oyunu” vb.
• Buürünlerde“ölüm,aşk,hasret,yiğitlik,sılaözlemi,toplumsal aksaklıklar” gibi tüm insanlığı ilgilendiren konular işlenir.
• Mecazlaravediğersözsanatlarınafazlayerverilmez.
 
 MANİ
• Tekdörtlüktenoluşur,çokçeşitlikonularıişleyebilir.
• Aşk, sevgi, yiğitlik, evlat sevgisi, toplum olayları ve ölüm gibi temaları işleyen bir türdür. • Hecenin 7’li kalıbı ile söylenir.
• İlk iki dize hazırlıktır; yani doldurmadır.
• Asıl maksat son iki dizelerde söylenir.
• Kafiye örgüsü aaxa şeklindedir.
• Dört dizeden fazla olan maniler de vardır.
 
 DÜZ MANİ:
• Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çoğunlukla cinassızdır.
Uzaktır seçilmiyor Gönüldür geçilmiyor Gönül bir top ibrişim Dolaşmış açılmıyor
 
 KESİK MANİ:
İlk dizesi yedi heceden az olan anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar
Bunlara “cinaslı mani” de denir.
Yara sızlar
Ok değmiş yara sızlar Yaralının halinden
Ne bilsin yarasızlar
Güle naz
Bülbül eyler güle naz Girdim bir dost bağına Ağlayan çok gülen az
 
 YEDEKLİ (ARTIK) MANİ:
Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.
Ağlarım çağlar gibi Derdim var dağlar gibi Ciğerden yaralıyım Gülerim sağlar gibi Her gelen bir gül ister Sahipsiz bağlar gibi
 
 NİNNİ
• Annelerinçocuklarınıuyutmakiçin belli bir ezgi ile söylediği sözlü edebiyat ürünüdür. Anne çocuğuna ilişkin isteklerini, iyi dileklerini, kendi sevincini, üzüntülerini anlatır.
 
 DEYİŞ
• İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır.
 
 DEYİŞ
Altınım alma beni, Dillere salma beni, Götür sarrafa göster
Kalp isem alma beni
Bayırda harmanım var
Sultandan fermanım var
Yiğit isen gel bana Derdine dermanım var.
Altınsın aldım seni, Dillere saldım seni, Sarraf seni neylesin, Beğendim aldım seni.
 Bayırda harman olmaz Sultandan ferman olmaz Ben her kıza gelemem Her kızda derman olmaz.
 
 TÜRKÜ
• Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli olan türküler de vardır. Halk edebiyatının en zengin alanıdır. Anadolu halkı bütün acılarını ve sevinçlerini türkülerle dile getirmiştir.
Halkın derdini, neşesini, dünya görüşünü yansıtır. Hecenin değişik kalıplarıyla oluşturulur. Belli bir ezgi ile söylenir. Türkülerin ilk söyleyeni zamanla unutulmuştur. Kuşaktan kuşağa ve yöreden yöreye aktarılırken gerek içeriğinde gerek yapısında değişiklikler meydana gelmiştir.
 
 • Türkülerinözelliklerişunlardır:
• Türküikibölümdenoluşur.Birincibölümasılsözlerinbulunduğubölümdürkibuna“bent’ adı verilir. İkinci bölüm ise bentlerin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme bağlama” ya da “kavuştak denir. Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında kafiyelenir.
• Türküler,heceölçüsününherkalıbıylasöylenir.Dahaçok,yedili,sekizli,onbirlihece ölçüleri kullanılır.
• Herkonudatürküsöylenebilir.Bunlararasındaelbetteaşk,hasretilksırayıalır.
• Halkarasındaheyecanuyandıranolaylarlailgiliyakılantürkülerbestelenir,zamanla
yurdun her köşesine yayılır.
• Türkü, bölgelere, konularına, ezgilerine göre değişik isimler alır.
• Türkülerikesinayrımasokmakgüçtür.
• Bir yörede yakılan türkü diğer bir yöreye şekli ve söyleniş biçimi değişerek geçebilir. Böylece türkü halka mal olur.
 
 Ezgilerine göre Türküler
a. Usulsüzler: Bunlara uzun hava da denir. Divan, bozlak, hoyrat, kayabaşı, Çukurova gibi çeşitleri vardır.
b. Usullüler: Ölçüsü ve ritmi belli olanlardır. Bunlara kırık hava da denir. Zeybekler, halaylar, barlar, horonlar, kaşık havaları... usullü türküleri oluşturur.
Konularına Göre Türküler
a. Ninniler: Ninni, annenin çocuğunu kucağında, salıncakta ya da beşikte uyutmak için kendine özgü bir besteyle söylediği basit sözlü türküdür. b. Çocuk Türküleri: Çocuklara, iyi duygu ve düşünceleri aşılamak için söylenen türkülerdir.
c. Doğa Türküleri: Yaylalar, dağlar, ormanlar, kuşlar, çiçekler gibi türlü doğa varlıklarını konu alan türkülerdir.
d. Aşk Türküleri: Aşk duygularını, sevgiliye kavuşmayı, ayrılığı dile getiren içli türkülerdir.
e. Kahramanlık ve Askerlik Türküleri: Savaş, göç, akın gibi olayları yiğitçe bir üslupla anlatan türkülerdir. f. Tören Türküleri: Kına gecesi, nişan, düğün gibi törenlerde okunan türkülerdir.
g. İş Türküleri: Toplu olarak bahçede, bağda, bostanda, tarlada çalışırken söylenen türkülerdir.
h. Karşılıklı Türküler: İki kişinin karşılıklı olarak belli bir konu üzerinde söylediği türkülerdir.
i. Ölüm Türküleri: Genç yaşta hastalık, cinayet, kaza gibi nedenlerle ölenler için yakılan türkülerdir. j. Oyun Türküleri: Besteleri, oyun hareketlerine ve figürlerine uygun türkülerdir.
 
 AĞITLAR
Sevilen bir kişinin ölümünden duyulan üzüntüyü dile getiren ve her zaman bir ezgiyle söylenen şiirlerdir.
Ağıtlar, aslında bir türkü çeşididir.
 
 • Çeyizim sandıkta basılı kaldı
• Kınalar ellerde yakılı kaldı
• Bayrağım ağaçta asılı kaldı
• Düğünüm mahşere kaldı neyleyim? • Babam resmimi de duvara assın
• Yavrum dedikçe de resmime baksın • Ilıdı suyum da getirin tasın
• Düğünüm mahşere kaldı neyleyim?
 
 DESTAN
• Destan kahramanların olağanüstü serüvenlerini ve yiğitliklerini, coşkulu bir üslupla anlatan koşuk biçimindeki uzun öyküye denir. Edebiyatın bilinen en eski türlerinden biri olan destan töre ve geleneklerin kuşaktan kuşağa geçmesini sağlamıştır.
• Halkedebiyatındaolayanlatımınaenelverişlitürdestandır.Destanlarherşeyden önce toplumsal tepkiyi dile getirir, önceleri toplumu yakından ilgilendiren savaş, ayaklanma,kıtlık,deprem,yangın gibi trajik ve dramatik olaylar konu edilmiştir.
• TarihteilkdestanSümerlereaittir.İÖ2000’deSümerdilindeyazılmışolanbudestan, büyük olasılıkla İÖ 3000’de Mezopotamya’da yaşamış,ölümsüzlüğün peşindeki Gılgamış adlı bir kralın öyküsüdür.
Destanlar dörtlük esası üzerine düzenlenmiştir. Dörtlük sayısı sınırlı değildir.Hece ölçüsünü 11’li kalıbıyla söylenir.
 
 İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK DESTANLARINA ÖRNEK
• YaratılışDestanı
• AlpErTungaDestanı
• OğuzKağanDestanı
• Attila Destanı
• ErgenekonDestanı
• Bozkurt Destanı
İSLAMİYETTEN SONRAKİ TÜRK DESTANLARINA ÖRNEK • ManasDestanı
• CengizHanDestanı(Cengiz-Name)
• DanişmendGaziDestanı(Danişmend-Name)
• BattalGaziDestanı(Battal-Name)
• KöroğluDestanı
             
 MASAL
• Bütünüylehayalürünüolan,genellikleolağanüstüolaylara,zamanzamanda doğa üstü varlıklara(cin,peri,dev,vb.)yer verilen olayları çoklukla belirli olmayan bir yerde(masal ülkesinde),belirli olmayan bir zamanda(evvel zaman içinde) geçen ve ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa anlatılarak sürüp giden bir anlatı türüdür. Hayali, düşsel bir anlatı olmanın yanı sıra, bir edebi tür kimliğine kavuşan masal türü(fabl),anlatıyla pratik ahlak dersini bize bir örnek olarak sunar. Şiir ya da düz yazıyla çoğu kez hayvanları ya da cansız varlıkları ele alır. Bu yanıyla da alegori çerçevesine girer. Böylelikle de yani bilinçli ve hesaplı bir insanbiçimciliğe dayanması bakımından mitten ayrılır ve görüleni evrenselleştirmenin bir aracı olur ve karşılaştığımız pratik durumlar üzerine bir derse dönüşür. Bu alegori özelliği masalı oluşturan iki koşulu belirler:dersin konusu olan belirli olay uydurulmuş gibi görünmemeli ve her an karşılaşabileceğimiz sıradan bir olay gibi algılanmalıdır.
 
 ATASÖZÜ
• Uzun deneyim ve gözlem ürünü olan, topluma öğüt vererek doğru yolu göstermeye çalışan kısa özlü sözlerdir.
• ÖRNEK:
• Bol zamanda dar harcanan, dar zamanda bol harcanır.
• Acıacıyıkeser,susancıyı
• Acıklıbaştaakılolmaz
• Acıyanuyumuş,acıkanuyumamış
• Açılansolar,ağlayangüler
• Açneyemez,toknedemez
• Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü
 
 BİLMECE
• Birvarlıkyadanesneninadınıanmadannitelikleriniüstükapalıbirbiçimdeovarlığı buldurmayı amaçlayan sözlerdir.
• ÖRNEK:
Elimde bir tane
İçinde bin tane”(Nar)
Manisa’dan, Tire’den, şimdi geçti buradan.(Rüzgar). Burdan vurdum kılıcı, Halep’ten çıktı ucu. (Şimşek)
 
 TEKERLEME
Sözlüklerde "ağızda yuvarlanan söz, saçma sapan söz, eşsesli kelimelerle kurulu konuşma" anlamlarına gelen tekerleme; masal, öykü, bilmece, halk tiyatrosu gibi bazı edebi türler içinde veya bağımsız olarak söylenen ölçülü ve kafiyeli sözlerdir.
PORTAKAL
• Portakalı soydum,
• Başucumakoydum.
• Ben bir yalan uydurdum, • Dumadumadum.
• Dumadumadum.
• Öğretmeni kandırdım,
• Kandırdım
 
 FIKRA
Güldürürken düşündürmeyi amaçlayan kısa, nükteli sözler.
• Hoca akşamleyin eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karşılaşır. • -Hoca, kısa bir süre önce bir adam büyük bir tepsi baklava götürüyordu...
• -Beni ilgilendirmez!
• -Fakat adam tepsiyi sizin eve götürüyordu
• -Ozamanseniilgilendirmez!
 
 KAYNAKÇA:
• https://www.liseedebiyat.com/ders- • https://www.turkedebiyati.org/ notlari/31-9-sinif-tuerk- anonim_halk_edebiyati.html edebyati10/2007-man-cetlerne-
oernekler.html
https://www.edebiyatogretmeni.org/anonim-halk-edebiyati/
 
 TEŞEKKÜRLER
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder