19 Mayıs 2019 Pazar

İSTİKLAL MARŞI
   
 İçindekiler
1.İstiklal Marşı hakkında genel bilgiler.
2.Marşın kıtalarının açıklanması
   
İstiklâl Marşı nedir?
İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşıdır.
   
Sözleri Mehmet Akif Ersoy'un bestesi Osman Zeki Üngör'ündür. 12 Mart 1921'de TBMM tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin, Milli Marşı olarak kabul edildi.
   
 İstiklal Harbi'nin en heyecanlı günlerinde toplumu biraraya getirici ve ortak duygularını canlandırıcı bir milli marş gereksinimini gidermek amacıyla Maarif Vekaleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenledi. Bu yarışmaya 724 şiir katıldı. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Mehmet Akif, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine Kahraman Ordumuza adadığı şiirini yarışmaya soktu. TBMM'nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda Mehmet Akif'in şiiri milli marş olarak kabul edildi.
   
  Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katıldı. 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etti. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı Orkestrası Şefi Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe kondu.
Marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini İhsan Servet Künçer yaptı. Şiir 9 dörtlük ve 1 beşlikten oluşur. İlk iki dörtlük İstiklal Marşı'nın güftesi olarak söylenir.
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması 1. Kıta
 Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Şair, burada milletine seslenerek, ona, korkmamasını, sadece Türk milletinin daima parlayan yıldızı olan bayrağın, yurdumuzun üstünde son ocak tütünceye kadar dalgalanacağını söylemektedir.
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması
 2. Kıta
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl... Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Bu kıt’ada, şâir, gayet hiddetli bir şekilde, aynı zamanda da yalvararak, bayrağa sesleniyor Ey nazlı hilâl, Hakk’a tapan, istiklali İçin hiçbir milletin dökmediği kadar kanını dökmüş bulunan, bu “kahraman ırkıma” suratını asma, şiddetli davranma, bir kerecik de olsa gül...’ demektedir.
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması
3. Kıta
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
 Şâir, kendi şahsında milletine seslendiği bu kıtada, kendisinin (yani milletinin) çok büyük boyutlarda kükremiş bîr sel olduğunu, tarihin hiçbir döneminde, kendisine zincir vurulamadığını, bunu düşünmenin bile çılgınlık olduğunu; çünkü dağlan yırtacak, enginlerden taşacak, önüne çekilecek her türlü bendi çiğneyerek aşacak derecede bir yapıya ve özelliğe sahip olduğunu
  vurguluyor.

İstiklal Marşı’nın Açıklaması
 4. Kıta
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Şair, yine kendisine ve milletine sesleniyor ve diyor ki: O garbın topu, tüfeği, teknolojisi, çelik zırhları, bütün uçsuz bucaksız gökleri varsın sarmış bulunsun Ve batı, böyle bir güce sahip
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, olduğu için, köpek gibi havlayıp dursun Medeniyet! dediğin tek dişi kalmış canavar? Korkma ve sakın aldanma, o, tüm bu
ihtişamina rağmen, tek dişi kalmış, ömrünün son günlerini yaşayan yaşlı bir canavardan başka bir şey değildir Ve o, benim iman dolu savunma gücüne sahip olan milletimle başa çıkamaz.
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması
5. Kıta
 Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akınyurduma karşı yapılan bu alçakça,
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...namussuzca, şerefsizce saldırıya karşı
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
vadettiği günler mutlaka gelecektir Belki yarın, belki yarından da yakın.
Şâir, milletine sesleniyor: Arkadaş,
gövdeni siper et Sakın ha mücadeleden vazgeçme Hakk’ın sana
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması
 6. Kıta
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı
Milletine seslenmeye devam ediyor Bak diyor, bu topraklar var ya, bu topraklar, hani her gün üzerine bastığın, sıradan bir toprak değildir Bu topraklar altında, binlerce şehit kefensiz olarak yatmaktadır Sen ki, bu şehitlerin evladı olarak, sana dünyaları dahi verseler, bu cennet vatanından asla vazgeçmeyeceğini de sakın unutma.
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması
 7. Kıta
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! Canı, cânânı, bütün varımı alsın da Hûda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
Yine milletine sesleniyor: Vatanım, her karış toprağından şehit kanı fışkıran cennet gibi bir ülkedir Allah, benim canımı, sevdiklerimi, neyim var neyim yoksa hepsini alsın razıyım Yeter ki beni bu cennet vatanımdan ayrı düşürmesin.
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması
 8. Kıta
Ruhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli- Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli
Mehmet Akif Ersoy, burada Allah’a sesleniyor Vatanımın camilerinde okunan ezanlar, bu milletin senin yolunda olduğunun en açık delilidir Ezanlar bunun şahididir Onun İçin, senin yolunda olan bir kulun olarak, Allah’ım, tüm ruhumla ve bedenimle senden şunu diliyorum: Bu mabetlere yabancı eli değmesin.
 
İstiklal Marşı’nın Açıklaması 9. Kıta
 O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım
Her cerihamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım
İşte o zaman, yani mabedimin göğsüne yaban eli değmediği zaman, şayet, ölmüşsem ve mezarımın başında bir taşım varsa, o taş sana şükranla, huzurla dolu olarak bin kere secde eder Bu secde etme esnasında, Allah’ım, her yaramdan kanlı yaşlar boşanır Ve yine o zaman cesedim, bir ruh gibi fışkırarak göğe çıkar ve belki de başım arşa değer.
 
10. Kıta
Gayet emin bir şekilde, bayrağa seslenmekte ve dökülen bütün
İstiklal Marşı’nın Açıklaması
 Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâlkanlarının helal olduğunu Türk Bayrağını
ve Türk milletini, sonsuza kadar, Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: köleleştirmenin mümkün
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;olamayacağını, çünkü ezelden beri hür Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl! yaşamış bayrağın ebediyette de hür
olmayı zaten hak etmiş olduğunu ve yine Hakk’tan başka bir ilâhı olmayan Türk milletinin de bağımsızlığının en doğal hakkı olduğunu anlatmaktadır .
 
   
Kaynakça
Çeşitli web sayfaları
http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=238
https://www.ebilge.com/62953/MAkif_Ersoy_istiklal_marsini_nerde_ve_ne_zaman_yazmistir. html
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder