18 Mayıs 2019 Cumartesi


MENSUR ŞİİR

•19. yüzyılın yarısında Fransa'da doğmuştur.

•Fransız edebiyatı şairlerinden C. Baudlaire ve S.Mallerme'in mensur şiirleri vardır.

•Türk Edebiyatında Şinasi'nin Fransız edebiyatından yaptığı çeviriler, mensur şiirin ilk örnekleridir.

•Mehmet Rauf'un "Siyah İnciler"i, Yakup Kadri'nin "Okun Ucunda, Erenlerin Bağından" adlı yapıtları mensur şiir türünden ürünlerdir.

•Tanzimat Edebiyatı döneminde Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit'in de mensur şiir denemeleri olmuştur.

•Mensur şiirin isim babası ve bu türün Türk edebiyatındaki ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil'dir.

• Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlanan "Aşkımın Mezarı" adlı yazısı mensur şiirdir.

•1891'de "Mensur Şiirler" ve "Mezardan Sesler" başlığıyla mensur şiirlerini yayımlamıştır.

•Servet-i Fünun döneminde mensur şiir türü yaygınlaşır. Halit Ziya'yı Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Celal Sahir, Faik Ali gibi isimler izler.

MENSUR ŞİİRİN ÖZELLİKLERİ

Duygu ve hayallerin düzyazı biçimiyle şiirsel anlatılmasıdır.

Bu yazılarda iç ahenk önemlidir.

Servet-i Fununcular tarafından kullanılmış, fazla yaygınlaşmamıştır.

"Mensure" olarak da bilinir.

Mensur şiirler başlıkları olan, bağımsız, kısa ve yoğun yazılardır.

Mensur şiirde şairane konular, şairane bir üslupla işlenir.


MENSUR ŞİİR İLE ŞİİR ARASINDAKİ
  BENZERLİKLER VE FARKLAR

Mensur şiirin, şiirle birtakım benzer yönleri vardır.

Her iki türde de ahenk önemlidir. Kelimeler bir ahenk oluşturacak biçimde seçilir ve dizilir.

Her iki türde de şairane, duygusal konular işlenir; temalar benzerdir.

Dil ve üslup yönünden benzerlik vardır; dilin doğru ve güzel kullanımı iki türde de önemlidir.

Edebi sanatlar her iki türde de kullanılabilir.

Şiirde kafiye vardır, mensur şiirde de iç kafiyeler olabilir.

Mensur şiirle şiirin farklı yönleri de vardır.

Mensur şiirde vezin (ölçü), kafiye, dize (mısra) yoktur. Şiirde dörtlük, beyit, bent gibi nazım birimleri vardır; mensur şiirde böyle birimler yoktur  ve düz yazı şeklinde yazılır

Erenlerin Bağından

• “Şimdi kalbimiz boş, başımız doludur. Ağzımızda zehir, gözlerimizde ateş var; tatsız bir içki sersemliği içindeyiz. Ve artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Ve ellerimiz, dizlerimiz titriyor ve önümüzdeki ufuklardan yok olma havası esiyor. Söyle, gençliğini ne yaptın? Söyle gençliğimi ne yaptım?”

• (Y. Kadri Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından)

Hayat mıdır?
•“Güneşin doğuşundan önce çıkmak, batışından sonra girmek; çalışmak, çabalamak, iler tutar yeri kalmamak. Ne için? Bir lokma ekmek için…

•Soğuklarda üşümek, yağmurlarda ıslanmak, topraklarda yatmak, donmak. Ne için? Başkalarının dinlenmesini sağlamak için…

•Yer altlarında hayat geçirmek, zehirli havayı solumak, rutubette ömür sürmek, güneş görmemek, insanken bir yılan gibi yaşamak, verem olmak, ölmek… Ne için? Ölmemek için…”

•(H. Ziya Uşaklıgil, Mensur Şiirler’den)


MÜNZEVİ YILDIZ

Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez.Çiçeğe benzer kelimeler: turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz: Saçlarından yakalayamıyorsun zamanı, mısraa, şarkıya kaybedemiyorsun. Ve sükût medar ormanlarındaki bitkiler gibi büyüdükçe büyüyor. Senin türben kelimeler. Yuvarlanırken tırnaklarını kâğıda geçirmek istiyorsun; kâğıda, yani ebediyete. Zavallı çocuk, bilmiyorsun ki ebediyet sümüklü böceğin izleri kadar aldatıcı.
Cemil Meriç


KAYNAKLAR

• https://www.liseedebiyat.com
• https://tr.wikipedia.org/wiki/Mensur
• www.liseedebiyat.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder