19 Mayıs 2019 Pazar

  İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI

  Başlangıcından, İslamiyetin edebiyatımızı etkilemeye başladığı XI. yüzyıla kadar ki dönemi kapsar. Sözlü ve yazılı edebiyat olmak üzere iki kolda ilerlemiştir.

  a) Sözlü Edebiyat
Türklerin yazıyı kullanmasından önceki dönemleri kapsar. Kuşaktan kuşağa, kulaktan kulağa geçerek günümüze kadar gelmiştir.
Sözlü Edebiyat Özellikleri:
1. İlk manzumeler yuğ, sığır ve şölen adı verilen dinsel törenlerden doğmuştur.
2. Kahramanlık konuları destanlarla; aşk ve doğa konuları ise koşuklarla aktarılır.
3. Manzumeler, ulusal ölçümüz olan hece ölçüsüyle ve arı Türkçeyle söylenmiştir.
4. Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır.
5. Yarım uyak temel tutulmuştur.
6. Anonim olup şiir ile musiki iç içedir.
7. Ozanlar, önce hekimlik, büyücülük, rahiplik gibi meslekleri üstlerinde toplamışlar ve toplumun üstün kişileri sayılmışlardır. Bu ozanlara “şaman, baksı, kam, ozan, oyun” gibi adlar verilirdi.

  SÖZLÜ EDEBİYAT DÖNEMİ ÜRÜNLERİ
Sagu Sav Koşuk Destan

  SAGU
 Eski Türklerde sevilen, sayılan bir kişinin ölümünden sonra düzenlenen cenaze törenine "yuğ töreni", bu törenlerde söylenen şiirlere "sagu" adı verilirdi.
Ölen kişinin yiğitliğini, yaptığı işleri, değerini anlatan, ölümünden doğan acıyı dile getiren bu şiirler bir tür ağıttır. Destan özelliği de gösteren sagularda geniş doğa tasvirlerine rastlanır.

  Günümüz Türkçesiyle
Alp Er Tuna öldü mü?
Kötü dünya kaldı mı?
Felek (böylece) öcünü aldı mı?
Şimdi yürek(ler onun ölümünün acısı ile) yırtılır
Felek fırsat gözetti Gizli tuzak uzattı Beyler beyini şaşırttı Kaçan nasıl kurtulur
Erler kurt gibi uludular Bağrışıp yakalarını yırttılar Islıklaşmış sesle ağıt yaktılar Göz yaşlarla örtülür
 Alp Er Tunga öldi mü İsiz ajun kaldı mu Ödlek öçin aldı mu Emdi yürek yırtılur
Ödlek yırag közetti Ogrı tuzak uzattı Begler begin azıttı Kaçan kalı kurtulur
Ulşıp eren börleyü Yırtıp yaka urlayu Sıkrıp üni yurlayu Sıgtap közi örtülür

  SAV
 Sav, İslamiyet öncesi Türk edebiyatında atasözünün karşılığıdır. Bir düşünceyi, bir deneyimi, bir öğüdü, en az sözcükle kısaca anlatan kalıplardır. Biçim olarak bir düz yazı tümcesi veya bir şiir dizesi gibi olabilirler.
İslamiyet öncesi Türk edebiyatına ait savların kimileri küçük ses değişiklikleriyle, Türkçede bugün de yaşamaktadır.
 1. Kurt komşusunu yemez.
2. Tembele bulut yük olur.
3. Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiye kavuşur.
4. Yılan kendi eğrisini bilmez, deve boynun eğri der.
5. Kanı kanla yıkamazlar
1. Böri koşnısın yimes.
2. Ermegüke bulıt yük bolır.
3. Tag taga kavuşmas, kiş kişike kavuşur. 4. Yılan kendi egrisin bilmes, tefi boynın eğritir.
5. Kanıg kan bile yumas.
 
  KOŞUK
Türkler, İslamiyet öncesi belli dönemlerde, “sığır töreni” adı verilen av törenlerinde, “şölen” adı verilen kurban törenlerinde ziyafetler ve yenilgi ile biten savaşlar sonunda, bir araya gelerek eğlenirdi. Bu eğlencelerde söylenen çoklukla aşk, doğa ve yiğitlik konularını işleyen şiirlere “koşuk” adı verilir.

  Günümüz Türkçesi
Kızıl ve sarı (renkli çiçekler) ardı ardına yerden bitiyor
Mor ile yeşil yüz yüze geliyor
(Ve) birbirlerine sarılıyorlar
İnsan (bu renk cümbüşünü görünce) hayretler içinde kalıyor
Yamaçlar ve tepeler yeşerdi
Kuru otlarını gizleyip (tazelerini çıkardılar) Göllerin suyunu taşırdılar
Sığırlar ve boğalar (sevinçlerinden) böğrüşüyorlar
(Bahar) yaban eşeklerini iyice coşturdu Dağ keçilerini ve geyikleri (hep) bir araya getirdi
(Bunlar otlamak için) yaylalara doğru yöneldiler
Sıra sıra dizilip (sevinçlerinden) hoplayıp zıplıyorlar
 Kızıl sarığ arkaşıp Vipgin yaşıl yüzkeşip Bir bir-gerü yörgeşip Valnguk anı tanglaşur
Alın töpü yaşardı
Urut otın yaşurdı Köl-ning suvın küşerdi Sığır buka möngreşür
Kulan tükel komıttı Arkar sukak yumuttı Vaylağ tapa emitti Tiziğ turup sekrişür

  DESTAN
 Milletlerin yaşadıkları tarihî olayların efsanevî ve mitolojik unsurlarla yoğrularak oluşturduğu millî karakter taşıyan uzun manzum eserlerdir.
  Yaratılış Destanı
 Siyempi Destanı
 Alp Er Tunga Destanı (İ.Ö. 7.yy)  Şu Destanı (İ.Ö. 4.yy)
 Oğuz Kağan Destanı (İ.Ö. 4.yy)  Atilla Destanı
 Bozkurt Destanı (İ.Ö. 2.yy)
 Ergenekon Destanı (İ.Ö. 7-8.yy)  Uygur Destanları
 Türeyiş Destanı (8-9.yy)
 Göç Destanı (8-9.yy)

  b) Yazılı Edebiyat
Türkler arasında yazının nasıl ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Tarih kaynakları IV. yüzyıldan itibaren Türkler’in yazıları olduğunu bildiriyorsa da elimizde örnek yoktur.
Yazılı Edebiyat Özellikleri:
1. İki tür dil kullanılmıştır: Göktürkçe (Kuzey Türk lehçesi), Uygurca (Güney Türk lehçesi).
2. İki tür anlatım yolu izlenmiştir: Halk diliyle anlatım, sanatlı ve söylev diliyle anlatımdır.
3. İki tür yazı kullanılmıştır: Göktürk yazısı, Uygur yazısı.
4. İki konuda yapıtlar verilmiştir: Edebiyat geleneklerine bağlı olarak din dışı konularda, dinsel konularda.
5. Manzumelerde hece ölçüsü ve çoğunlukla yarım uyak kullanılmıştır.
6. Bazı yapıtlarda aliterasyonlar kullanılmıştır.
7. Atasözleri ve bazı destanlar bu dönemde yazıya geçirilmiştir.
8. Elimizdeki en eski metinler VIII. yüzyılda yazılan Orhun Yazıtları‘dır.

  ORHUN YAZITLARI
 II. Göktürk Devleti’ne aittir.En önemlileri Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarıdır. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının yazıcısı Kül Tigin’in yeğeni Yollug Tigin’dir ve bu yazıtlar hükümdarların ölümleri üzerine yazılmıştır.
Kül Tigin anıtında hükümdarın ölümü ve yas töreni, Bilge Kağan yazıtında Bilge Kağan’ın kahramanlıkları, Türk halkına mesajları ve kendisinin devleti nasıl büyüttüğü anlatılmaktadır.
Tonyukuk anıtını Tonyukuk kendisi diktirmiştir. Bu taşta Türklerin Çin esaretinden nasıl kurtuldukları, diğer millet ve boylarla yapılan savaşlar ve bu olaylarda Bilge Tonyukuk’un neler yaptığı anlatılmaktadır. Türk edebiyatının ilk hatıra eseridir diyebiliriz.

  KAYNAKLAR
 https://www.liseedebiyat.com/ders-notlari/31-9-sinif-tuerk- edebyati10/1732-sagu.html?showall=1
 https://www.turkedebiyati.org/sav.html
 http://www.nkfu.com/kosuk-ornekleri/
 https://www.liseedebiyat.com/edebiyat-terimleri/359-k-terimler/4756-
kosuk-nedir.html
 https://www.turkedebiyati.org/destanlar/
 http://yumurtaliekmek.com/orhun-yazitlari-nedir-orhun-yazitlari-hakkinda-
kisa-bilgiler/
       
 TEŞEKKÜRLER.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder