19 Mayıs 2019 Pazar

Şair Sultanlar kimlerdir. Osmanlıdaki şair sultanlar ve şiirleri.

ŞAİR SULTANLAR
                 
  GİRİŞ:
  Osmanlı sultanları II. Murad’dan itibaren İslam kültür ve edebiyatını çok iyi biliyolardı ve bunların büyük bir bölümünün şairdiler. Şiirlerinde çeşitli mahlaslar kullanarak şiir yazıyorlardı.

  Avnî (Fatih Sultan Mehmet)
• Fatih, II. Mehmet’in oğlu olup 1432’de Edirne’de doğmuş, 1481’de İzmit’te (49 yaşında) vefat etmiştir. Osmanlı Devleti’nin yedinci padişahıdır.
Fatih Sultan Mehmet, şiirlerinde Avnî mahlasını kullanmıştır.
• Osmanlı tarihi ile ilgili muteber kaynaklarda ortak görüş, Fatih’in çok iyi bir eğitim aldığı yönündedir. Kaynaklarda Fatih’in İtalyanca, Slavca ve Latince de dahil olmak üzere birçok dili çok iyi düzeyde bildiği yönünde bilgilere yer verilmiştir. Saray eğitiminin yanı sıra müspet ilimlere gösterdiği ilgi ile anılan Fatih özellikle Arapça ve Farsçaya olan hakimiyetini yazmış olduğu şiirlerinde hissettirmektedir.
• Şiirlerinde yer alan terimlerden hareketle Fatih’in coğrafya, felsefe, astronomi gibi ilimlerle ilgilendiği açıkça görülmektedir. Fatih’in günümüze ulaşan tek eseri Divân’dır.
• Divân’ında 70 adet manzume bulunmaktadır. Eser içerisindeki manzumelerde Şeyhî’nin ve Ahmed Paşa’nın etkisi belirgindir.
• Şiirlerinde dış yapı unsurlarına önem veren Fatih için Sehî Bey’in yapmış olduğu değerlendirmenin özeti şu şekildedir: “Sözleri merdâne, gazelleri âşıkane ve yer yer hikemîdir.”
• Eser, Avnî Divânı adı ile ilk kez 1904 yılında G. Jacob tarafından Berlin’de basılmıştır. Divân içerisinde Melîhî ve Ahmed Paşa’ya nazire olarak kaleme alnınan şiirler, birçok araştırmaya konu olmuştur.
   
  Şiirlerinden Örnekler
   Ağlasa Derd-i Derûnum Çeşm-i Giryânım Sana
• Ağlasa derd-i derûnum çeşm-i giryânım sana Âşikâr olurdu gâlib râz-ı pinhânım sana
• (Sevgili!) İçimdeki dertler ile, yaş dolu gözlerim senin için ağlayacak olsa, (gönlümdeki) gizli sırlarım (gözyaşlarıma) gâlip gelir ve (sırlar) sana aşikâr olurdu.
• Mesned-i hüsn üzre sen ben hâk-i rehde pâymâl Mûr hâlin nice arz ede Süleyman’ım sana
• Sen güzellik tahtında (oturuyorsun) : bense yolunun toprağında pâymâl (ayaklar altında) kalmışım. Hâl bu iken a Süleyman’ım, sana bir karınca (denli âciz olan) durumumu nasıl arz edeyim? ‘ Divân edebiyatında Süleyman ihtişâmı; karınca da acziyet ve zayıflığı temsil ettiği için şair de kendini karınca; sevgilisini Süleyman olarak nitelendirmiştir.’
• Şem’i gör kim meclisinde ağlayıp başdan çıkar Hoş yanar yıkılır ey şem’-i şebistânım sana
• Muma da bak! Senin (bulunduğun) meclisinde ağlayıp baştan çıkmakta. Ey odamı aydınlatan! O mum senin için ne de hoş yanıp yıkılıyor. ‘Mum yanarken, baştaki fitilin kenarlarından ağlıyormuş gibi akar. Şair buna gıpta ediyor ve onu sevgilinin aşkı ile baştan çıkmış veya o uğurda başını vermiş olarak gösteriyor.’

     • Subh gibi sâdık olduğum gam-ı aşkında ben Gün gibi rûşen durur ey mâh-ı tâbânım sana
• Ey ay gibi parlayan sevgilim! Benin sana karşı, aşkının yolunda sabah kadar sâdık olduğum, (doğrusu) gün gibi âşikârdır.
• Dün rakîbin cevrini men’ eyledin ben hastadan Eyledi te’sir gûyâ âh u efgânım sana
• Dün rakiplerimin, aşkının hastası olan bana yaptıkları eziyetleri meneyledin. Galiba âh ve feryatlarım sana tesir etmiş!
• Zahm-ı hicrân şerhi çün mümkün değildir dostum Sîne-çâkinden haber versin girîbânım sana
• Dostum! Anlaşılan o ki (bağrımdaki) ayrılık yarasının şerh etmek mümkün görünmüyor. (Bari) açık duran şu yakam, (aşkından dolayı) göğsümdeki (şerha şerha olmuş) yarıkları sana göstersin (de insafa gel!)
• Eyleme gönlün gözün cevr ile Avnî’nin harâb Dürr ü gevherler verir bu bahr ile kânım sana
• (Sevgilim!) Eziyetlerinle Avnî’nin gözlerini ve gönlünü harap etme! Zira bu deniz (gibi coşkun gözlerim) , sana inciler; bu maden ocağı (gibi gönlüm) de mücevherler sunar.

  Adlî (II.Bayezid)
   • II. Bayezid (d. 3 Aralık 1447, Dimetoka – ö. 26 Mayıs 1512, İstanbul) 8. Osmanlı Padişahı.
• Osmanlı Devleti’nin sekizinci padişahı olan II.Bayezid, şiirlerinde Adlî mahlasını kullanmıştır. 1447’de Dimetoka’da doğan II.Bayezid, şiirin yanı sıra hat sanatı ile de ilgilenmiştir. Günümüze ulaşan tek eseri Divân’ıdır.
• II. Bayezid’in kardeşi Cem Sultan ile mücadele ettiği sırada birbirlerine söyledikleri beyitler ünlüdür. (Mengi, Eski Türk Edebiyatı Tarihi,
• Araştırmacılar, Adlî’nin hikemî şiirde, babası Fatih Sultan Mehmet‘e göre daha başarılı olduğunu dile getirmişlerdir.
• Ayrıca sanatçının şiirlerindeki “tenasüp” sanatının başarılı bir şekilde kullanılması öne çıkan diğer bir önemli husustur.
• Tenasüp sanatının yanı sıra Adlî’nin tezatlı kullanımları da oldukça meşhurdur.
• Tezatlı kullanımların özellikle Mihrî Hatun üzerindeki etkisinden bahsedilebilir.
   
  Şiirlerinden Örnekler
   Ey Kemân-ebrû N’ola Kurbân İdersen Cân Sana (gazel)
• Ey kemân-ebrû n’ola kurbân idersen cân sana Bin benüm gibi ider her lahza cân kurban sana
• Mihrüni canda ezelden saklar idüm sanma kim Dâr-ı dünyâda görüp hayran olupdur cân sana
• Dilde gamzen zahmına merhem didüm dilber didi Tîr-i müjgânum yeter her lahzada derman sana
• Pertev-i hüsnün meğer eflâka düşmiş ay u gün Gice gündüz rezm urup olmuş durur hayran sana
• Hûbluk sende tamâm oldugına hacet budur Kâtib-i kudret ki yazmış ol hat-ı reyhan sana
• Hûn-ı dil yaşunla ‘Adlî gerçi seyl oldı dirîg Kanlu yaşun göricek rahm eylemez cânân sana
• Vezni: fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

     Gönlümi Dîvâne Kılan Zülf-i Pür Sevdâsıdur (gazel)
• Gönlümi dîvâne kılan zülf-i pür sevdâsıdur Cânumı pervâne iden şem’-i bezm-ârâsıdur
• Kabrüm üzre serv dikün şem’ yakun dostlar Çün beni hâk eyleyen şevk-ı ruh u bâlâsıdur
• Gül yüziyle zevk u şâdînün birin on eyleyen Gülsitân-ı hüsn içinde kâmet-i ra’nâsıdur
• Ziynet olmaz gülsitân içinde gül açılmasa Rûyına revnak viren yârun ruh-ı zîbâsıdur
• Taze ‘âşık taze dîvâne mesel meşhûrdur Gitdi Ferhâd ile Mecnûn ‘aşkınun gavgâsıdur
• ‘Adliyâ hükmün anunçün nâfiz oldı ‘âleme Yazılan ‘unvânda yârun kaşı tugrâsıdur
• Vezni: fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

  Cem Sultan
   • 1459 tarihinde Edirne’de doğan Cem Sultan, 1481’de Fatih Sultan Mehmed’in ölümünden sonra Osmanlı Devleti’nde baş gösteren taht kavgalarının önemli aktörlerinden biridir. Bu karışık dönemde Kahire, Rodos, Roma ve Napoli’de yaşayan Cem Sultan 36 yaşındayken Napoli’de hayatını kaybetmiştir.
• Cem Sultan’ın şiir sanatındaki en önemli ustası, Ahmed Paşa’dır. Türkçe Divanı’ndaki nazirelerbunun en güçlü delili niteliğindedir. Cem Sultan;
gazel, mesnevi ve muamma(bilmece) biçimlerinde oldukça başarılıdır.
• Cem Sultan’ın Eserleri
• Türkçe Divân
Farsça Divân
Cemşîd u Flurşîd
Fâl-i Reyhân-ı Sultân Cem
       
     Cemşîd u Hurşîd
• Eserin orijinali İranlı şair Selmân-ı Savecî’ ye aittir. Cem Sultan, Savecî’nin bu eserini başarılı bir şekilde çevirmiştir. Çevirinin başında yer alan bir açıklamaya göre Cem Sultan bu eseri babası Fatih Sultan Mehmet için çevirmiştir.
Fâl-i Reyhân-ı Sultân Cem
• Aslında müstakil bir eser değildir. Mesnevi nazım biçimi ile kaleme alınmıştır. Toplam 36 beyittir. Türkçe Divân’ın sonunda yer almaktadır.
Cem Şairleri
• Edebiyat tarihimizde “Cem Şairleri” diye bir kavramdan bahsedilmektedir. Bu konuda “Cem Şairleri” adlı bir makale kaleme alan Hatice Aynur kavramı şöyle tanımlamaktadır: Cem Sultan Konya’da vali olarak bulunduğu sırada sarayına topladığı bilgin, şair, ve sanatkârlarla bir şairler topluluğu oluşturarak dönemin kültür ve edebiyatının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bu şairler topluluğuna “Cem Şairleri” adı verilir. Türabı, Aynî, Sirozlu Sa’dî, Kandî, La’lî, Haydar, Şâhidî bu topluluğun en meşhur isimleridir.

  Şiirlerinden Örnekler
   Cân Bilmezem Ol Turra-i Hindûya Mı Düşdi (gazel)
• Cân bilmezem ol turra-i Hindû’ya mı düşdi Yâ bu dil-i gam-perver o ebrûya mı düşdi
• Gözümde hayâl-i lebün eğlenmemek ister Bilsem ne iver yohsa şeker suya mı düşdi
• Görüp kadünün 􏰀aksini dîdemde didi dil Ol serv-i çemen sayesi bu cûya mı düşdi
• Bir lahza karâr idemez ansuz dil-i miskîn Yohsa gene bu kamet u ebrûya mı düşdi
• Âh ol dili Cem neyleye kim gamdan usanmaz Vardı gene bir gözleri âhûya mı düşdi
• Vezni: mef􏰀ûlü mefâ􏰀îlü mefâ􏰀îlü fa􏰀ûlün

  Harîmi (Şehzâde Korkud)
   • Şehzâde Korkud (oğludur. 1513’te kardeşi Yavuz Sultan Selim tarafından boğdurulmuştur. Şehzâde Korkud, şiirlerindeki sade dil özelliği ile öne çıkmıştır. Dönem şiirlerinde sıkça rastlanılan Farsça tamlamalar, onun şiir dağarcığında oldukça azdır.
• Osmanlı tarihindeki şehzâdeler arasında en bilgili şehzâde olarak anılmaktadır. İslam hukuku, Arapça ve bazı müspet ilimlerde oldukça derin bir bilgiye sahip olduğu bilinmektedir.
• Korkud’un İranlı şair Hâfız’a ve Şeyhî’ye yazdığı nazireler, onun en meşhur eserleri arasındadır.
• Gazâlî, Şehzade Korkud’un boğdurulmasının ardından duyduğu üzüntüyü lirik hir kıt’a ile dile getirmiştir.

  Eserleri:
   • Türkçe Divan: Çeşitli araştırma ve bitirme tezlerine konu olan Divanında 52 gazel, 1 Arapça manzume, Türkçe’ de 2 beyit bulunmaktadır. Eser, Millet Kütüphanesi’ndedir.
• Kitabü’l Harîmî: Ayasofya Kütüphanesinde bulunan eser “Kitap fi’t-Tasavvuf” adıyla kayıtlıdır.
• Hâfızu’l-İnsan an Lafzı’l-İman veya Şerh-i Elfaz-ı Küfr: Bu eser de Ayasofya Kütüphanesi’nde
bulunmaktadır. Bir sureti de Millet Kütüphanesi’ndedir.
• Fetevâ-yı Korkûdiyye: Bu eser henüz gün ışığına çıkmamıştır. Kâtip Çelebi ve Sehi Bey bu eserden bahsetmişlerse de eser, bulunamamıştır.
• Vesîletü’l-Ahbâb: Ayasofya Kütüphanesi’nde bulunan bu eser, yedi bölümden meydana gelmiş ve Arapça’dır. Mısır’da kaleme alınmıştır, ahlâki konuları içermektedir.
• Hallü Eşkâli’l-Efkâr fi Halli Emvâli’l-Küffar: Arapça yazılmış, ganimet paylaşımına dair bir fıkıh eseridir ve Ayasofya Kütüphanesi’ndedir.

  Şiirlerinden Örnekler
   GAZEL
• Kondu dil milkine aşkın ey peri cânum gibi Oturup tahtına hükm itdi Süleymânum gibi
• Bağlarum başına gamzen şöyle neşter urdu kim Ayn-ı çeşmümden bu dem hûnâb akar kanum gibi
• Aşkının derdine dil ol hadde mûnîs oldu kim Almak içün cân virür derdini dermânum gibi
• Gönlünü târâca virür bu Harîmî’nin şehâ Dağıtan aklını ol zülf-i perîşânum gibi

  Selimî (Yavuz Sultan Selim)
   • Yavuz Sultan Selim, Osmanlı tarihinde kısa bir süre padişahlık yapmış olmasına rağmen önemli fetihler gerçekleştirmiştir. Bu durum dönem şairlerinin şiirlerinde açıkça görülmektedir. Yavuz’un zaferlerini destansı bir dille anlatıldığı “Selimnâme”ler, bunun en önemli vesikalarıdır.
• Selimnâme türündeki ilk ürünlere 16.yüzyılda rastlanılmaktadır.
• Yavuz döneminde divan şiiri için önemli simalar yetişmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:
• Tacizade Cafer Çelebi
• Abdurrahman Çelebi
• Zembilli Ali Efendi
• İbn-i Kemal
• Aynı zamanda dönemin önemli bilgi ve sanatkârları olan bu şairler, Yavuz’un özellikle Farsça olarak kaleme aldığı şiirlere nazireler yazmışlardır.
• Yavuz Sultan Selim’in en meşhur dizesi aşağıdaki gibidir:
• Neyi ki şîve mi ki cevr mi ki nâz mı ki

     • Cumhuriyet Dönemi’nden Melih Cevdet Anday ve Ahmet Muhip Dıranas, Yavuz’un bu dizesini bazı şiirlerinde kullanmıştır. Bu iki sanatçı yukarıda verilen Yavuz’a ait dize ile biten şiirler kaleme almışlardır.
Şirler Bile
• Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek Giryemi füzun eşkımı hun etti felek
• Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek
   
  Şiirlerinden Örnekler
   Ayrı Düştüm
• Bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm
• Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı düştüm
• Gönül feryad ediyor karanlık gecelerde Gamlıyam bir mah cemal sultandan ayrı düştüm.
• Hicran ile ne hale geldiğimi soranlar Sormayın ahvalimi ben candan ayrı düştüm.
• Selim’i kınayanlar bilmez ıstırabımı
Şu canıma can katan canandan ayrı düştüm.

  Muhibbî (Kanunî Sultan Süleyman)
   • Muhibbi [I. Süleyman, Lakabı: Kanuni, (d. 27 Nisan 1494, Trabzon – ö. 6 Eylül 1566). 10. Osmanlı padişahı. Babası I. Selim, annesi ise Ayşe Hafsa Sultandır.]
• Osmanlı tarihinde yükseliş sürecine damgasını vuran Kanunî, askerî ve siyasî başarısının yanı sıra önemli kültürel gelişmelere öncülük etmiş bir devlet adamıdır.
• Açmış olduğu Süleymaniye Medreseleri onun en önemli kültürel hamlesi olarak kabul edilmektedir.
• Lirik bir kalem olan Muhibbî, kendi döneminde Osmanlı şiirinin gelişimi için ciddi katkılar sağlamıştır.
• Divan edebiyatında en çok gazel yazan üç şairden biri olduğu unutulmamalıdır. En çok şiir yazan bu sanatçılar şunlardır: Edirneli Nazmi,
Zatî, Muhibbî
   
  Şiirlerinden Örnekler
   Gazel / Bahs
• Cânı mı var kimsenün eyleye cânân ile bahs Bendeye lâyık mıdur kim ide sultân ile bahs
• İtdügi cevr ü cefâ bana vefadan yeg gelür Kıymet-i derdi bilen ider mi dermân ile bahs
• Ben de yakdum meclis-i gamda bu gönlüm şem’ini Eyledüm tâ subha dek şem’-i şebistân ile bahs
• Ruhlarını bâg-arâ gördükde didüm misli yok Oldı mülzem itdügümde ben gülistân ile bahs
• Şi’r-i pür-sûzun görüp tahsîn ide Husrev dahi Ey Muhibbî eyle şimdengirü Selmân ile bahs

  Şehzâde Mustafa
    • Bazı şiirlerinde Mustafa, bazılarında ise Muhlisîmahlasını kullanmıştır. Kültür ve sanata büyük bir önem veren Şehzâde Mustafa, maiyetinde birçok şair barındırmıştır.
• Boğdurularak öldürülmesi Osmanlı tarihinde hep anılagelen olaylardan biridir. Bu vakıadan dolayı ardından yazılan mersiyeler, divan şiirinde mersiye edebiyatının en önemli örneklerini oluşturmuştur.
• Divan şiirinde hakkında en çok mersiye yazılan isim, Şehzâde Mustafa’dır.

  Muradî (III.Murad)
   • III.Murad şehzadesi Mehmet için görkemli bir sünnet düğünü yapmıştır ve bu düğün Gelibolulu Âli’nin Cami’ül-Buhur Der-Mecâlis-i Sûr adlı eserinde 2725 beyitle anlatılmıştır.
• Muhibbî’den sonra en çok gazel söyleyen sultandır. Günümüze ulaşan tek eseri Divân’dır. Bu divânda bin beş yüzü aşkın gazel bulunmaktadır.
• III. Murad (1546-1595) Padişah olunca ya kadar Manisa’ da Sancak Beyliği yapar. 982/1574’te tahta geçmiştir. III. Murad, Muradi’ mahlası ile şiirler yazmıştır. Şiirleri, divanda toplanmış olup bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Fatih 3874 numarada bulunmaktadır. Eğlenceye, zevke düşkün olan III. Murad’ın şiirlerinin çoğu hayat anlayışının aksine dini ve tasavvufidir.
• 39 adet Farsça gazel kaleme alan Muradî’nin bu şiirleri Futuhat-ı Ramazan adlı eserinde yer almaktadır.
 
  Şiirlerinden Örnekler:
   Uyan Ey Gözlerim
•uyan ey gözlerim gafletten uyan uyan uykusu çok gözlerim uyan azrail’in kastı canadır inan
uyan ey gözlerim gafletten uyan uyan uykusu çok gözlerim uyan
•seherde uyanırlar cümle kuşlar dill-u dillerince tesbihe başlar tevhid eyler dağlar, taşlar, ağaçlar uyan ey gözlerim gafletten uyan uyan uykusu çok gözlerim uyan
•semâvâtın kapıların açarlar mü’minlere rahmet suyun saçarlar seherde kalkana hülle biçerler uyan ey gözlerim gafletten uyan uyan uykusu çok gözlerim uyan

     • bu dünya fanidir sakın aldanma mağrur olup tac-u tahta dayanma yedi iklim benim deyu güvenme uyan ey gözlerim gafletten uyan uyan uykusu çok gözlerim uyan
• benim, murad kulun, suçumu affet suçum bağışlayıp günahım ref’et rasûl’ün sancağı dibinde haşret uyan ey gözlerim gafletten uyan uyan uykusu çok gözlerim uyan



  Kaynakça
   • https://www.turkedebiyati.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder