18 Mayıs 2019 Cumartesi

Sempozyum, Mülakat, Söylev (Nutuk) Nedir ve Özelllikleri


SEMPOZYUM (BİLGİ ŞÖLENİ)
•Sempozyum belli bir konuyu aydınlatmak amacıyla, bilim adamı ve araştırmacıların bir araya geldikleri ve konuşmacıların konunun belirli bölümlerini sundukları, tartışmalı toplantılardır. Bir başka deyişle; ortaya konan konu hakkında aynı oturumda, çeşitli kişilerin yaptıkları açıklamalı konuşma türüdür.
•Bildiri sahiplerine ayrılan zaman oldukça kısadır.
•On dakikalık bir sürede 1500-2000 kelime kullanma şansı vardır. Buna göre, hazırlanacak bildiri, dört sayfayı geçmemelidir.
•Cümleler, kolay anlaşılır biçimde düzenlenmelidir.
•Metni yazmadan önce ana başlıklar vurgulanmalıdır.
•Sunulabilecek yansı sayısı da 5-6 civarında olmalıdır. Ayrıca, bildiri metni, yayımlanmaya uygun biçimde hazırlanmalıdır.
•Sempozyumda her konuşma, ayrı bir hazırlıktır, fakat birbirini tamamlayıcı söyleşi ve içtenlik havası vardır.
•Konuşmalardan sonra konuşmacılar, birbirlerine konu ile ilgili sorular sorabilirler. Böylece sempozyumdan " panel"e geçilir. Daha sonra da tartışmalara seyirciler de katılırsa panelden "forum" a geçilmiş olur.

•Bildiri metni, şu bölümlerden oluşmalıdır :
•(a) Giriş: Araştırılan sorunun tanıtılması ve neden bu konunun ele alındığı, çalışmanın diğer çalışmalar arasındaki yeri. (yarım sayfa)
•(b) Deney: Malzeme ve yöntemin tanıtımı. (bir sayfa)
•(c) Bulgular: Bildirinin en önemli bölümüdür. Dinleyiciler tarafından beklenen yeni bilgi, belge ve önerilerin açıklanması ve tartışılması.
•Bildiri, konferans ile büyük ölçüde bir benzerlik gösterir. Bildiri, öncelikle bilimsel bir yazı türüdür. Oysa konferansta, bilimsellik yanında popüler bir hava söz konusudur.

•Bildiride her şeyden önce aranan özellik, bilimsel bir yenilik getirmiş olması ve orijinal bir konuyu ele almış bulunmasıdır. Bunun yanında bildiri, bilinen bir konuya yenilik getirme, değişik görüş ve düşüncelerle yeni tezler ortaya koyma, bu tezleri bilimsel delillerle doğrulama ya da bir önceki tezi çürütme gibi özellikleri de bünyesinde taşır.
•Bu değerlendirmeye göre, bildiriyi kısaca bilimsel bir konuda yenilik getirmek, orijinal bir buluş ortaya koymak amacıyla kaleme alınmış bir yazı türü olarak tanımlamak yerinde olacaktır.
•Bildiri de konferans gibi bir dinleyici topluluğu önünde okunur. Ancak bildirinin sunulduğu topluluk, o konuda az çok uzmanlaşmış kişilerden oluşur.

•Ayrıca, bildiride de konferans gibi konuşma ve hitap etme becerisi gözetmek gerekir. Konferansta zaman zaman hazırlanan metinden uzaklaşma söz konusu olabilirken bildiride metne bağlı kalma esastır.
•Konferansta sözünü ettiğimiz konuşmanın bitiminde yer alan soru ve cevap bölümü, bildiride konu çerçevesinde tartışma olarak ayrı bir özellik gösterir.
•Bildiriler, genellikle yayımlanan bir yazı türüdür. Bazen yabancı dillerde de yayımlanabilir.
•Bildiriler hazırlanırken kullanılan dil, uzmanlık dalının gerektirdiği terimler ve ifade yapısı ile de konferanstan büyük ölçüde farklılık gösterir.
•Son olarak, bildiride varılan sonuçlar ve ana noktalar özetlenerek ana düşünce bir kez daha vurgulanmalıdır.
•Üzerinde çalışılan metin; aralıklarla gözden geçirilmeli ve gerekli düzeltmeler yapılmalı, konuya hakimiyet sağlanmalıdır. Metnin, kartlara aktarılması daha yararlıdır.

•Sempozyumdan önce düzenleme
kurulu oluşturularak konu belirlenir.
•Başkan ve konuşmacılar saptanır.
•Başkan, konuyu dinleyicilere sunar, konu ile ilgili gerekli açıklamaları yapar.
•Konunun kapsamına göre bir veya birkaç oturumda düzenlenen sempozyum sonunda ortaya konan görüşlerin kısa bir özetini yapar.
•Sempozyum sonunda bildiriler ve alınan kararlar basılarak kamuoyuna duyurulur.

SEMPOZYUMUN ÖZELLİKLERİ

•Bilimsel ve ciddi bir sohbet havası içinde geçer.
•Konuşmacılar konuyu kendi uzmanlık alanları açısından ele alır.
•Amaç konuyu tartışmak değil, olumsuz ve olumlu yönleriyle değerlendirerek gerekli çözümleri üretmektir.
•Bir başkan tarafından yönetilir.
•Konuşmacı sayısı 3 ile 6 arasında değişir.
•Konuşmacıların konuşma süreleri 5 ile 20 dakika arasındadır.
•Konunun önemine göre birkaç oturumda, ayrı ayrı salonlarda, birkaç gün boyunca sürebilir.
•Sempozyumu açık oturum ve diğer tartışma türlerinden ayıran özellik, sempozyumda özel davetli dinleyicilerin olması ve yapılan tartışmaların, kararların bilimsel değer taşıdığı için basılarak kamuoyuna duyurulmasıdır.


MÜLAKAT( GÖRÜŞME)
•İki kişi veya bir kişi ile bir grup arasında sözlü bilgi alışverişidir. Belirli bir amaç doğrultusunda yapılan yüz yüze görüşmedir. Bu bilgi alışverişi her zaman olmasa da genellikle planlanmıştır. İki tarafın da konuşma ve dinlemesini içerir.

MÜLAKAT YÖNTEMLERİ VE TÜRLERİ
•Herhangi bir iş görüşmesi farklı şekillerde uygulanabilir.
•Görüşmeciler, farklı görüşme yöntemlerini uygulayarak söz konusu pozisyon için en uygun adayı belirlemeye çalışırlar.
•Görüşmenin çeşidine göre, görüşmenin yapısı, sorulacak sorular ve ölçülmek istenen nitelikler ve yetkinlikler farklılık gösterebilir.


•Altı farklı görüşme çeşidinden bahsedebiliriz:

•1. Birebir Görüşmeler
•2. Panel Görüşmeler
•3. Çalışma Arkadaşları Grubu
•4. Sıralı Görüşmeler
•5. Değerlendirme Merkezi
•6. Telefon Görüşmeleri

1. BİREBİR GÖRÜŞMELER
•Yapılandırılmamış mülakat da denir.
•En çok kullanılan, esnek ama sonuçları çok tartışılan bir yöntemdir.
•Aday ile tüm görüşmeler bire bir olarak, yalnız yapılır.
•Bu yöntemde subjektif değerlendirmelerin görüşmeyi etkilemesi kaçınılmazdır; uygulanması halinde görüşme sürecinin çok iyi planlanması ve etkin bir ön hazırlık yapılması şarttır.
•Birebir görüşmeler genellikle işveren firmanın bir temsilcisi tarafından yürütülür.
•Bu görüşmelerin yapısı önceden belirlenebileceği gibi, sohbet havasında da geçebilir.
•Amaç, söz konusu pozisyon için uygunluk derecesinin belirlenmesidir.
•Bazı firmalar, birebir görüşmeleri çok rahat ve sohbet havasında yürütmeyi tercih eder.
•Bunun aday üzerinde rahatlatıcı etki yaptığına ve bilgi alış verişini kolaylaştırdığı savunulur.
•Buna karşılık bazı firmalar "stres görüşmesi" denilen ve adayın doğal tepkilerini ortaya çıkardığı savunulan yöntemleri kullanmayı tercih eder.
•Birebir görüşmelerin en büyük dezavantajı değerlendirmenin tek bir kişi tarafından yapılması ve daha subjektif kararların verilmesine neden olmasıdır.

•Bu tür görüşmelerde katılımcıya görüşmeyi yönlendirme imkanı verilmiştir.
•Açık uçlu sorular sorulur. "Son işinizde hakkında neler söyleyebilirsiniz?" vb.
•Amaç, tartışmalarda alınmayacak bilgi, duygu ve davranışlar hakkında bilgi almaktır.
•Bu görüşmeyi katılımcılar kontrol ettiğinden, yapılandırılmış sorular sorular sorulmadığından katılımcıları birbirleri ile karşılaştırmak zordur.
•Bu yöntem daha çok üst düzey yönetici seçiminde kullanılır.

2 . PANEL GÖRÜŞMELER
•Bu yöntem, ikiden fazla görüşmecinin veya yöneticinin, birlikte, tek bir aday ile yaptıkları görüşmelerdir.
•Genellikle çok sayıda elemanın farklı bölümlerde işe alınması planlandığında "toplu alımlar" tercih edilir ve özellikle bankacılık sektöründe sıklıkla kullanılır.
•Adayı zorlayıcı bir yöntemdir.
•Şirket açısından bakıldığında ise iyi bir panel yöneticisi ve koordinasyon olduğu takdirde sağlıklı sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

3. ÇALIŞMA ARAKADAŞLARI GRUBU
•Bu yöntem, son yıllarda gittikçe daha fazla önem kazanan ekip / takım anlayışının eleman seçme sistemine yansımasıdır.
•Bu yöntemde seçimin ağırlığı, seçilecek kişinin birlikte çalışacağı ekip üyelerindedir.
•Bir anlamda panel yöntemine dönüştüğü söylenebilir.
•Ancak buradaki görüşmenin asıl amacı gruba uyumun ölçülmesidir.
•Ekip çalışması ve proje bazlı işlerde kullanımın olumlu sonuçlar verdiği gözlenmiştir.
•Bu tür küçük gruplardan oluşan iş görüşmelerinin amacı daha çok derinlemesine bir görüşme yapmak veya teknik bilgiyi ölçmektir.

•Bu yöntem ayrıca son işe alım kararını vermeyecekleri halde, başka çalışanların da işe alım sürecinde rol almalarını sağlar.
•En büyük avantajı, uzun vadede birlikte çalışması söz konusu olan kişilerin önceden birbirlerini tanımalarını sağlamasıdır.
•Ayrıca çalışanların işe alım sürecine dahil edilmesi onları motive etmekte, karar mekanizmasında önemli rol aldıklarını düşünmelerine olanak vermektedir.

4. SIRALI GÖRÜŞMELER
•Sıralı görüşmelerde birebir ancak birbiri ardına yapılan birkaç görüşme söz konusudur.
•Burada mülakat yapan her kişi, söz konusu pozisyonun tek bir yönünü inceler - tecrübe, teknik bilgi, yönetim becerisi gibi.
•Sıralı görüşmeler de birebir görüşmelerin bütün dezavantajlarına sahiptir.

5. DEĞERLENDİRME MERKEZİ
•Bu yöntemde panel görüşmelerin tersine, adayların sayısı üçten fazladır.
•Adaylara, çalışmak istedikleri alan ile ilgili ve/veya genel yöneticilik yeteneklerini ortaya koyabilecekleri örnek olay / olaylar verilir.
•Belirlenen süre içerisinde eğitilmiş değerlendiriciler olayı izlemekle yetinirler.
•Süre sonunda örnek olay tartışılır. Adayların bu süre içerisindeki tüm tutum ve davranışları değerlendirmede dikkate alınır.
•Adaylar, bunun yanı sıra bazı testlerden de geçirilebilir.

6. TELEFON GÖRÜŞMELERİ
•Sonuçları sağlıklı ancak uygulanması zor bir yöntemdir.
•Özellikle ülkemizde az kullanılan görüşme tekniklerinden biridir.
•Kullanılıp kullanılmayacağı kararı yine pozisyona ve görüşmeleri yürütecek olan kişilerin tercihine kalmıştır.
•Telefon görüşmeleri iki şekilde kullanılabilir:
•Bunlardan ilki gazete ilanında verilen telefonlara adayların başvurması ve telefon eden adaylarla görevliler tarafından telefonda bir ön görüşme yapılmasıdır
•İkinci bir alternatif ise başvuran adayların özgeçmişleri üzerinden bir ön eleme yapılmasının ardından yüz yüze görüşmelere geçilmeden önce bir ikinci eleme unsuru olarak; veya özgeçmişte açık olmayan bazı konuları aydınlatmak amacı ile telefon görüşmelerinin yürütülmesidir.
•Telefon görüşmelerinin en büyük avantajı diğer yöntemlere göre daha hızlı olmasıdır.
•En acil olarak ihtiyacınız olan bilgileri telefonda öğrenebilirsiniz.
•Ses tonu, dil hakimiyeti, telaffuzgibi konularda önemli bilgiler verir, ve bu nedenle özellikle telefonda müşteri hizmeti veren birimler için yapılan eleman alımlarında tercih edilen bir yöntemdir.

SÖYLEV ( NUTUK, HİTABE)
•Nutuk, kelime anlamı olarak, "söz, lakırdı; söyleyiş, söylemek kuvveti" demektir.
•Türkçede bu kelime daha çok "bir topluluğa karşı söylenilen söz, hitabet" karşılığında kullanılmaktadır.
•Dinleyenleri coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek; onlara bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir ülküyü aşılamak; önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan etkili, coşkulu konuşmalara Söylev (Nutuk) denir.
•Söylevler; dinleyenlerin zekâ durumlarına, hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazırlanır.
•Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı yaptırır.
•Söylevde; konuşmacıyı ve dinleyenleri yanılgıya düşürmemek için aceleye getirmeden düşünerek konuşmak, dinleyenlere karşı iyi niyet beslemek, dinleyenlerin inanmasını sağlayacak biçimde dürüst konuşmak, dinleyicilere karşı yaşının verdiği olgunluk içinde konuşmak, dinleyenleri kıracak biçimde konuşmamak, gerekirse kendini dinleyicilerin yerine koymasını bilmek, basmakalıp sözler kullanmamak, abartarak konuşmamak gibi ahlâk ölçülerine önem verilmeli, özen gösterilmelidir.
•Söylev (Nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür.
•Yalnız nutuk, yazıya geçmişse ve kitabî özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görür.
•Türk edebiyatının en güçlü söylev (nutuk = hitabet) örneği Atatürk'ün "Büyük Nutku"dur.
•Hatibin (konuşmacının) dört temel amacı vardır:
•Bir fikri veya bir meseleyi açık bir şekilde anlatmak
•Dinleyiciler üzerinde bir iz bırakarak onları ikna etmek
•Dinleyicileri harekete geçirmek
•Dinleyicileri eğlendirmek
•Nutuk hazırlanırken dikkat edilecek hususlar:

•1- Nutku hazırlayan konuyu planlı bir şekilde hazırlamalıdır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Yazıya geçirmeli ve hatip yazmış olduğu bu nutka önceden hazırlanmadır. Konuşma sırasında ise yazılı metni yanında bulundurmalı; fakat konuşma sırasında kâğıda fazla bakmamalıdır. Konusuna iyi hazırlanan hatip kağıda göz ucuyla baktığı zaman konuşmasını hatasız yapacaktır.
•2- İçten konuşma yapmak kolay değildir. Büyük hatiplerin bile daha önceden konusunu hazırladıkları ve yanlarındaki küçük notlarından faydalandıkları ve o andaki konunun ahengine göre konuşmalarını değiştirdikleri görülmüştür. Bu yüzden hatip, konuşma sırasında her zaman metne bağlı kalmayabilir.
•3- Nutkun giriş cümlesi toplumun dikkatini çekecek türden olmalıdır. Hatta ilk cümleler şiirsel bir üslupta olabilir.
•4- Düşüncelerin planı iyi yapılmalı ve kullanılacak üslup iyi seçilmelidir.
•5- Gelişme bölümünde ise konu her türlü belgelerle konu açılır, örneklendirilir ve ispatlanmaya çalışılır. Dinleyicinin tansiyonunu yükseltecek fikirlerle sorulu cevaplı cümlelerle sonuç bölümüne geçiş sağlanır.
•6- Sonuç bölümünde ise işlenen konunun önemi ve toplumdaki tesirleri kesin ve etkili bir dil ile anlatılır.
•7- Hatip ele alacağı konuyu çok iyi bir şekilde savunabilmelidir. Bunun için de hitap etme sanatının inceliklerini, toplum psikolojisini ve düşünce yapısını çok iyi idrak etmelidir. Seçtiği sözcükleri ve oluşturduğu cümleleri en etkili biçimde kullanmalıdır. Sesinin tonu, mimikleri konuşmasının doğal akışıyla uygunluk göstermelidir.

 ROVİ 73

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder